top of page
Yazarın fotoğrafıEsin Alkan.

Muzafer Sherif

Türk asıllı Amerikan sosyal psikolog Muzaffer Şerif Başoğlu... 1906 yıında İzmir’in Ödemiş ilçesinde dünyaya gelen Muzaffer Şerif sosyal psikoloji alanında dünyada öncü isimlerden biri olmuştur.

İlköğretim ve lise öğrenimini İzmir’de gördü. 1918-1924 yılları arasında İzmir Amerikan Koleji’nde lise öğrenimini tamamladı. Lise yıllarından sonra, kazandığı İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü için İstanbul’a geldi. 1924 ve 1928 yılları arasında üniversite eğitimini de tamamladı. Katıldığı bir yarışmada birincilik kazanarak ABD’de eğitim bursu kazandı. Artık yanında bulunduğu psikologlar, kendisinin ilgisi ve bilgisiyle psikolojideki yerini bulmaya başlamıştı.


Özellikle Gordon Allport danışmanlığında yaptığı çalışmalar sırasında Allport’dan etkilenmiştir. 1932 yılında Wolfgan Köhler’in derslerine katılmıştır; bildiğimiz üzere Köhler Gestalt Psikolojinin önemli isimlerindendir. Almanya'da çalıştığı yılların bir kısmında da Murphy ile çalışmıştır ve Murphy’nin de yardımı ile birlikte ’’Toplumsal Kuralların Psikolojisi’’ adlı doktora tezini yayınlamıştır. Bu doktora tezi Muzaffer Şerif’in uluslararası camiadaki yerine güçlü bir katkıda bulunmuştur.


Türkiye’deki çalışmaları arasında ise, Türkiye ve dünyanın sorunları üzerine makaleler yazmak vardı. Aslında Muzaffer Şerif‘in hayatına, çalışmalarına ve deneylerine baktığımızda bireyden çok bireyin oluşturduğu toplumla ve grup bilinciyle ilgilendiğini görebiliriz. Şerif 27 Temmuz 1943 tarihli Oliver Lacombe’un verdiği tavsiye mektubu sonucu 1944 yılında profesör oldu. 1945 yılında Princeton Üniversitesinde çalışmak için Türkiye’den ayrıldı. Bu dönemden sonra Amerikan vatandaşı ile evlenmesi üzerine Türkiye’ye geldiğinde devlet memuru olarak DTCF’deki kürsüsünü tekrar yönetemeyeceği bildirilmiştir. Bundan dolayı Türkiye’ye dönmekten vazgeçmiş ve adını Muzaffer Şerif olarak değiştirmiştir (Şubat 2014, Journal of Research in Education and Teaching , 2146-9199).


1980’li yılların başında görev yaptığı Pensilvanya Üniversitesi’nden emekli oldu. Bizler de Muzaffer Şerif'i ırkçılığa karşı duruşu, bilime verdiği önemi ve bilimsel çalışmaları ile tanımış olduk. Sosyal psikoloji kitaplarımızda yerini almış oldu. 


OTOKİNETİK ETKİ VE SOSYAL NORM (AUTOKINETIC EFFECT AND SOCIAL NORMS) 

Muzaffer Şerif 1935 yılında otokinetik etkiyi kullanarak sosyal normaları ve nasıl değiştiğini "Otokinetik Etki Deneyi’" ile göstermiş oldu. Otokinetik Etki, karanlık veya uyaranlardan yoksun bir arka planda sabit bir ışığın hareket ediyor gibi algılandığı bir görsel algı yanılsamasıdır.* Bu nedenle, herhangi bir algı dayanağı olmayan belirsiz durumlarda grup normu oluşumunu araştırmak için otokinetik etkinin kullanılması uygun görülmüştür. Deney, aynı zamanda belirsizlik durumunda bireyin tek başına ve grup içinde belirlediği normların karşılaştırılması da amaçlanmıştır.** 

Otokinetik Etki Deneyi Columbia Üniversitesi’nde karanlık, ışık ve ses geçirmeyen psikoloji lobartuvarında gerçekleşmiştir. Işık uyaranı kapıdan 85 cm uzağa yerleştirilmiştir ve katılımcılara da 5 cm uzaklıktadır. 7–5 cm x 25 cm uzunluğundaki metal kutuda yer alan 1 mm büyüklüğündeki delikten sızan ışık uyaran olarak kullanılmıştır. Henüz ışıkları kapatmadan önce katılımcılara “Oda tamamen karanlık olunca size HAZIR OL işareti vereceğim (Kalem vurma sesi) ve siz ışık noktasını göstereceksiniz. Kısa bir süre sonra ışık oynamaya başlayacak. Işığı görür görmez düğmeye basınız. Birkaç saniye sonra ışık kaybolacaktır. Işığın kat ettiği mesafeyi bana bildiriniz. Tahminlerinizi mümkün olduğu kadar doğru yapmaya çalışınız” yazılı bir not verilmiştir.***


Deney sırasında katılımcılara ışığın ne kadar aralıklarla hangi yöne hareket edildiği sorulmuştur. Her denek (katılımcı) kendilerince farklı yanıtlar vermiştir. Fakat burda önemli olan nokta şudur ki, ışık hareket etmiyordu. İşte şimdi otokinetik enerjiden sosyal norma geçiş yapıyoruz... Deneyin bir sonraki aşamasında denekler gruplar halinde odalara alınmıştır ve bir önceki verdikleri yanıtları şimdi yüksek sesle söylemeleri istenmiştir. Sırayla yüksek sesle yanıtlar verildikçe bir sonraki kişilerin diğer yanıtlara uygun standartlarda yanıtlarını değiştirdikleri görülmüştür.


Deney gidişatında grubun yavaşla kendi düşünceleri dışında (veya yakın) bir grup normu oluşturduğu gözlemlenmiştir. Üçüncü aşamada denekler tekrar bireysel olarak odalara alınıp fikirleri sorulduğunda biraz önce adlandırdığımız kendi oluşturdukları grup standardına göre yanıt vermişlerdir. 


Elde edeceğimiz sonuçları konuşacak olursak, ilk aşamada deney katılımcıları kendi bireysel fikirlerini belirlediler. İkinci aşamada içinde bulundukları grubun standardını oluşturdular ve bu standardı benimsediler. Üçüncü aşamaya gelindiğinde ise, ilk aşamada edindikleri bireysel standartlardan sıyrılıp grup standardını kendi standardı haline getirdiler. Muzaffer Şerif'in bu deneyini günlük hayatımızda uyarlayacak olursak bireylerin toplumsal normlara neden bu kadar önem verdiğini ve hatta kendilerinin birer toplumsal norm olduklarını algılayabiliriz. 


 

* Muzaffer Şerif, Carolyn W. Şerif (1996) Sosyal Psikolojiye Giriş I-II, Çevirenler: Mustafa Atakay, Aysun Yavuz, Sosyal Yayınlar, İstanbul

** Sherif, M. (1935). A study of some social factors in perception. Archives of Psychology, 27(187)

*** ŞERİF, Muzaffer (1985), Toplumsal Kuralların Psikolojisi (Çev. İsmail Sandıkçıoğlu), Alan Yayıncılık, İstanbul. 


887 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Kim Bu Adler?

Kommentare


bottom of page