top of page
Yazarın fotoğrafıEren Can Erçin

Yeme Bozuklukları


İnsanoğlunda bebeklik döneminden okul çağına hızlıca gelişen beslenme davranışı homeostatik mekanizmalar, ödül sistemi, çocuğun motor, duyusal ve emosyonel kapasitesi, içinde bulunduğu sosyal çevre, kültürel öğeler, anne-babanın bakım verme ve tutum becerileri gibi birçok değişkenin etkileşimi ile gelişir. Tükiye'de yapılan bir araştırmada kızların %33.6’sının, erkeklerin %6.3’ünün diyet yaptığı; kızların %43’ünün, erkeklerin ise %18.3’ünün zayıf olmayı arzuladığı saptanmıştır


Yeme bozuklukları, yeme davranışının ciddi olarak bozulduğu bir tanı grubudur. Anoreksiya nervoza (AN) ve bulimiya nervoza (BN) bu tanı grubu içerisine en sık rastlanan ve ruhsal belirtilerin yanı sıra ciddi bedensel sorunların da eşlik ettiği en önemli iki başlığı oluşturmaktadır. Yeme bozuklukları özellikle ergenlerde sık görülmesinin yanı sıra ölümcül olabilmesi ve ciddi yeti yitimi ile seyretmesi nedeni ile ayrı bir önem taşımaktadır. AN’nin başlangıç yaşı ortalaması 15 yaş civarındadır, BN ise geç ergenlik ve erken erişkinlik döneminde başlama eğilimindedir.


Yeme bozuklukları cinsiyet dağılımı açısından belirgin farklılık gösteren bir tanı grubu olup, kadınlarda daha sık görülmektedir. Ancak günümüzde genç erkeklerde görülme sıklığı da giderek artmaktadır. Genç erkek AN olgularında zayıf bir beden isteminin yerini kaslı bir vücut yapısına sahip olma çabası almaktadır. Bu olgularda kompulsif şekilde egzersiz yapma ilk bulgu olabilir ve bu durumu genellikle kısıtlı besin alımı izler.



AN, zayıf bir bedene sahip olma isteği ve şişmanlık konusunda aşırı korkunun hakim olduğu bir yeme bozukluğu tablosudur. Beden algıları ileri derecede bozuktur. Besin alımının aşırı kısıtlanması, kendini kusturma, aşırı egzersiz, laksatif-diüretik kullanma gibi beden ağırlığını kontrol etmeye yönelik davranışlara ciddi bir beden algısı bozukluğu eşlik eder. Yemekleri küçük parçalara ayırmak, tabağa belli oranlara göre yemek almak, kalori hesaplamak, sık sık tartılmak gibi değişik obsesif uğraşlar edinirler. AN hastalarının canlı ve hareketli olması oldukça dikkat çekicidir. Zayıf ve yaşından daha küçük gösteren bir görünümleri vardır. Hasta solgundur, saçları azalmış ve kurudur. Deride atrofik değişiklikler ve kıllanmaya rastlanabilir. Nabız, kan basıncı ve vücut ısısı düşüktür. Süregelen bu tablo ölümle sonuçlanabilecek fiziksel sorunlara yol açabilir .


Bulimiya nervoza (BN), AN gibi beden ağırlığını kontrol etmeyi amaçlayan davranış biçimlerinin belirleyici olduğu bir tablodur. Ancak AN tablosundan farklı olarak hastanın beden ağırlığı normal ya da normalin üzerindedir. Hastalar durduramadıkları yeme atakları yaşarlar. Kısa süre içinde yüksek kalorili besinleri hızlıca tüketirler. Bu ataklar sonrasında kısa süren bir rahatlama duygusu yaşarlar. Ancak sonrasında şişmanlama korkusu ve yediklerinin yarattığı suçluluk duyguları nedeniyle uyararak ya da uyarmadan kusma, laksatif kullanma gibi davranışlara yönelirler. Oluşan depresif ve gergin ruh hali yeni yeme ataklarını tetikler ve kısır bir döngü oluşur.


DSM-V Anoreksiya Nervoza Tanı Ölçütleri (8)

A. Gereksinimlerine göre enerji alımını kısıtlama tutumu, kişinin yaşı, cinsiyeti, gelişimsel olarak izlediği yol ve beden sağlığı bağlamında belirgin bir biçimde düşük bir vücut ağırlığının olmasına yol açar. Belirgin bir biçimde düşük vücut ağırlığı, olağan en düşüğü altında ya da çocuklar ve gençler için beklenen en düşüğün altında olarak tanımlanır.

B. Kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkma ya da belirgin biçimde düşük vücut ağırlığında olmasına karşın kilo almayı güçleştiren sürekli davranışlarda bulunma.

C. Kişinin vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk vardır, kişi, kendini değerlendirirken vücut ağırlığı ve biçimine yersiz bir önem yükler ya da o sıradaki düşük vücut ağırlığının önemini hiçbir zaman kavrayamaz.

DSM-V Bulimiya Nervoza Tanı Ölçütleri (8)

A. Yineleyen tıkınırcasına yeme epizodlarının olması; bu dönemler aşağıdakilerin her ikisi ile belirlidir:

1. Aynı zaman diliminde ve benzer koşullarda çoğu insanın yiyebileceğinden çok daha fazla yiyeceği belirli bir zaman diliminde (örn. herhangi bir 2 saat içinde) yeme.


2. Bu epizod sırasında yeme kontrolünün kalktığı duyumunun olması (yemeyi durduramayacağı ya da ne yediğini, ne kadar yediğini kontrol edememe duygusu).


B. Kilo almaktan sakınmak için, kendisinin zorladığı kusma, laksatif, diüretik ya da diğer ilaçların yanlış yere kullanımı, hiç yemek yememe ya da aşırı egzersiz yapma gibi uygunsuz dengeleyici davranışlarda tekrar tekrar bulunma.


C. Tıkınırcasına yeme ve uygunsuz dengeleyici davranışların her ikisinin de 3 ay süreyle ortalama en az haftada 1 kez ortaya çıkması.


D. Kendini değerlendirirken anlamsız bir biçimde vücudunun biçimi ve ağırlığından etkilenme.


E. Bu bozukluğun sadece anoreksiya nervoza epizodları sırasında ortaya çıkmaması.


Yeme bozukluklarının tedavisi bir ekip çalışması gerektirir. Psikiyatrist, gastroenterolog, psikolog, diyetisyen, aile terapisti bu ekibin bir parçası olmalı ve hasta medikal, beslenme, psikolojik ve sosyal açıdan değerlendirilmelidir.


BN seyrinin AN’ye göre daha iyi olduğu belirtilmektedir. %70 iyileşmekle beraber, %6 mortalite oranları bildirilmektedir.



Yazan:

Lale Gönenir Erbay

Yüksel Seçkin

 

Derlemenin/özetin yapıldığı kaynak:

Gönenir Erbay, & Seçkin. (2016). Yeme Bozuklukları. Güncel Gastroenteroloji, 20/4, 473–477.

54 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page